Marlene Dietrich, (d. 27 Aralık 1901, Berlin - ö. 6 Mayıs 1992, Paris), Alman-Amerikalı aktris ve şarkıcı. Hollywood'un Altın Çağı'nın en ikonik figürlerinden biri olarak kabul edilir. Kariyeri, Berlin'de kabare şarkıcısı olarak başladığı 1920'lerden, uluslararası bir film yıldızı, sahne sanatçısı ve savaş zamanı bir vatansever olarak devam etti. Dietrich, sürekli imajını yeniden keşfetme ve farklı karakterlere bürünme yeteneğiyle tanınır.
Marie Magdalene Dietrich, 27 Aralık 1901'de Berlin-Schöneberg'de, Louise Wilhelmine Elisabeth Josephine (kızlık soyadı Felsing) ve Louis Erich Otto Dietrich'in kızı olarak dünyaya geldi. "Marlene" adı, Marie ve Magdalene adlarının birleşimidir. Dietrich'in annesi, varlıklı bir mücevher üreticisi olan Felsing ailesindendi. Babası ise polis memuruydu. Marlene, 1917'de babasının ölümünden sonra "Liesel" adını alan Elisabeth adında bir ablası vardı.
Dietrich, Fransızca ve İngilizce eğitimini de içeren özel okullara gitti. Keman çalmaya başladı ancak bir bilek rahatsızlığı yüzünden bu alanda ilerleyemedi. Tiyatroya olan ilgisi, genç yaşta kendini göstermeye başladı.
1920'lerde Dietrich, tiyatro ve kabarelerde çalışmaya başladı. Max Reinhardt'ın tiyatro okuluna katıldı ve çeşitli oyunlarda küçük roller üstlendi. Bu dönemde, Kurt Weill ve Bertolt Brecht gibi önemli sanatçılarla tanıştı. İlk önemli rolü, 1923 yapımı "Tragödie der Liebe" filmindeydi.
Dietrich'in kariyerindeki dönüm noktası, 1930 yapımı Josef von Sternberg tarafından yönetilen "Der Blaue Engel" (Mavi Melek) filminde Lola Lola karakterini canlandırması oldu. Bu filmdeki performansı, ona uluslararası ün kazandırdı ve Hollywood'un dikkatini çekti. Paramount Pictures ile anlaşma imzalayarak Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.
Dietrich, Hollywood'da Josef von Sternberg ile işbirliğine devam etti. "Morocco" (Fas), "Dishonored" (Namussuz), "Shanghai Express" (Şangay Ekspresi), "Blonde Venus" (Sarışın Venüs), "The Scarlet Empress" (Kızıl İmparatoriçe) ve "The Devil Is a Woman" (Şeytan Bir Kadındır) gibi filmlerde başrol oynadı. Bu filmler, Dietrich'in egzotik güzelliği, androjen tarzı ve gizemli kişiliğini ön plana çıkardı.
1930'ların sonlarında, Dietrich'in popülaritesi düşüşe geçti. Ancak, "Destry Rides Again" (Destry Tekrar Ata Biniyor) (1939) filmindeki rolüyle kariyerinde yeniden yükselişe geçti. Bu filmde, şarkıcı ve salon sahibi Frenchy'yi canlandırdı ve komedi yeteneğini sergiledi.
1940'larda, Dietrich daha çeşitli roller üstlendi. "Seven Sinners" (Yedi Günahkâr), "The Spoilers" (Yağmacılar) ve "Pittsburgh" gibi filmlerde oynadı. Ayrıca, Alfred Hitchcock'un "Stage Fright" (Sahne Korkusu) (1950) ve Billy Wilder'ın "Witness for the Prosecution" (Beklenmeyen Şahit) (1957) gibi önemli filmlerinde de rol aldı.
II. Dünya Savaşı sırasında, Dietrich, ABD Ordusu'nun moralini yüksek tutmak için yoğun bir şekilde çalıştı. Birleşik Hizmet Örgütleri (USO) ile Avrupa'da cephe hatlarında askerlere konserler verdi. Almanca konuşması, ona Alman askerlerine propaganda yapma imkanı da sağladı. Savaş sırasında gösterdiği cesaret ve hizmetlerinden dolayı ABD, Fransa ve Belçika hükümetleri tarafından çeşitli nişanlarla ödüllendirildi.
1950'lerden itibaren Dietrich, film kariyerinin yanı sıra kabare şarkıcısı olarak da büyük başarı elde etti. Burt Bacharach'ın müzik direktörlüğünde dünya turnelerine çıktı ve birçok ünlü mekanda sahne aldı. "Lili Marlene", "Falling in Love Again (Can't Help It)", "La Vie en Rose" ve "Where Have All the Flowers Gone?" gibi şarkılarıyla tanındı.
1970'lerde sağlık sorunları yaşamaya başladı ve sahne performanslarını azaltmak zorunda kaldı. Son film rolü, 1979 yapımı "Just a Gigolo" filmindeydi. 1984'te, "Marlene" adlı bir belgeselde kendisi hakkında röportajlar yapıldı.
Dietrich, hayatının son yıllarını Paris'teki dairesinde geçirdi. 6 Mayıs 1992'de böbrek yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Cenazesi Berlin'e defnedildi.
Dietrich, 1923'te yapım asistanı Rudolf Sieber ile evlendi. Çiftin, Maria Riva adında bir kızı oldu. Evlilikleri boyunca ayrı yaşadılar ancak Sieber'in 1976'daki ölümüne kadar resmen boşanmadılar. Dietrich'in, Erich Maria Remarque, Jean Gabin ve Ernest Hemingway gibi birçok ünlü isimle ilişkileri oldu.
Marlene Dietrich, sinema tarihinin en önemli ve etkili figürlerinden biri olarak kabul edilir. Benzersiz tarzı, androjen imajı ve güçlü kişiliğiyle birçok sanatçıya ilham vermiştir. Filmleri, şarkıları ve savaş zamanı hizmetleriyle unutulmaz bir iz bırakmıştır. Dietrich, LGBT topluluğu için de bir ikon olarak kabul edilir.
Bu makale, Marlene Dietrich'in hayatı ve kariyeri hakkında genel bir bakış sunmaktadır. Daha detaylı bilgi için, kaynaklara ve diğer güvenilir kaynaklara başvurulabilir.